Sanat, insanların duygu, düşünce ve hayal gücünü çeşitli yollarla aktardıkları bir alandır. Matematik ise sayılar, şekiller ve mantık ile ilgilenen bir bilimdir. Bu ikisi arasında nasıl bir ilişki olabilir?

Altın oran, yaklaşık olarak 1.618 olan bir sayıdır. Bu sayı, bir bütünün iki parçaya bölündüğünde, büyük parçanın küçük parçaya oranı ile bütünün büyük parçaya oranının eşit olması durumunda ortaya çıkar. Bu oran, doğada, mimaride ve sanatta birçok örnekte karşımıza çıkar. Altın oran, estetik olarak göze hoş gelen bir orantı sağlar.
Sanatta altın oran, sanatçıların eserlerini tasarlarken kullandıkları bir yöntemdir. Altın oran, yüz, vücut, doğa, geometri gibi birçok konuda sanatçılara ilham verir. Altın oran, sanat eserlerinin dengeli, uyumlu ve orantılı olmasını sağlar. Altın oran, sanat tarihinde birçok sanat akımı ve sanatçı tarafından kullanılmıştır.
Altın oranın sanatta kullanımına örnek olarak, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa tablosu verilebilir. Bu tabloda, Mona Lisa’nın yüzü, altın oran ile uyumlu bir şekilde çizilmiştir. Yüzün genişliği, yüksekliğine oranla altın orana yakındır. Ayrıca, yüzün farklı bölgeleri arasındaki mesafeler de altın orana göre belirlenmiştir. Örneğin, gözlerin arasındaki mesafe, gözün genişliğine; burun ucu ile çene arasındaki mesafe, burun ucu ile dudak arasındaki mesafeye; dudakların genişliği, burun delikleri arasındaki mesafeye altın oran ile orantılıdır. Bu şekilde, Mona Lisa’nın yüzü, estetik bir görünüme sahiptir.

Sanatta altın oran kullanımı sadece resim sanatı ile sınırlı değildir. Heykel, mimari, müzik, edebiyat gibi sanat dallarında da altın oran görülebilir. Örneğin, Antik Yunan’da yapılan Parthenon tapınağı, altın oran ile tasarlanmıştır. Tapınağın uzunluğu, genişliğine; sütunların yüksekliği, çapına; sütunların arasındaki mesafe, sütunların çapına altın oran ile orantılıdır. Bu şekilde, tapınak, göz alıcı bir görünüme sahiptir.

Leonardo Da Vinci’nin bir diğer atın oran ile uyumlu eseri ise Son Akşam Yemeği’dir. Bu tabloda, İsa ve havarilerinin son yemeğini betimlemiştir. Tablonun boyutları, altın dikdörtgen olarak adlandırılan bir dikdörtgene uygundur. Altın dikdörtgen, uzun kenarın kısa kenara oranının altın orana eşit olduğu bir dikdörtgendir.
Tabloda, İsa ve havarileri dört gruba ayrılmıştır. Her grup üç kişiden oluşmaktadır. Her grubun arasında altın oran ile orantılı bir boşluk vardır. Ayrıca, İsa’nın başının üstündeki pencere de altın oran ile uyumlu bir şekilde yerleştirilmiştir. Pencerenin genişliği, yüksekliğine; pencerenin yüksekliği, tablonun yüksekliğine altın oran ile orantılıdır.
Da Vinci, tabloyu çizerken altın oranı kullanarak, hem dini hem de estetik bir mesaj vermek istemiştir. Altın oran, Hristiyanlıkta Tanrı’nın mükemmelliğini ve evrenin düzenini simgelemektedir. Aynı zamanda, altın oran, tabloya dengeli, uyumlu ve orantılı bir görünüm kazandırmıştır. Da Vinci, altın oran ile sanatını matematik ile birleştirmiş ve sanat tarihinde önemli bir iz bırakmıştır.

Fransız besteci Claude Debussy’nin (1862–1918) en ünlü piyano eserlerinden biri Sudaki Yansımalar’dır. Bu eser, Debussy’nin izlenimci müzik akımının öncülerinden biri olduğunu gösterir. Debussy, müziğinde doğanın seslerini, renklerini ve duygularını yansıtmaya çalışmıştır.
Sudaki Yansımalar, Debussy’nin 1905 yılında tamamladığı dört bölümlük bir süitin ilk parçasıdır. Süitin diğer parçaları Sisler, Ay Işığı ve Rüzgarlar adını taşır. Debussy, bu süiti, Fransız ressam Claude Monet’nin (1840–1926) Nilüferler serisinden esinlenerek yazmıştır.

Sudaki Yansımalar, Debussy’nin müziğinde altın oranı kullandığı bir eserdir. Debussy, Sudaki Yansımalar’ın yapısını, altın orana göre belirlemiştir. Eserin toplam süresi yaklaşık olarak 5 dakikadır. Eserin 1,618 dakikasında, yani yaklaşık olarak 97. saniyesinde, eserin ana teması tekrar edilir. Bu nokta, eserin altın bölme noktasıdır. Ayrıca, eserin notaları da altın orana göre dizilmiştir. Eserin başında ve sonunda, altın oran ile orantılı olan 34 ve 21 sayılarına karşılık gelen notalar çalınır. Eseri dinlemek için aşağıdaki videoya tıklayabilirsiniz.
Debussy, Sudaki Yansımalar’ı yazarken altın oranı kullanarak, hem müzikal hem de estetik bir mesaj vermek istemiştir. Debussy, altın oran ile müziğini doğa ile birleştirmiş ve izlenimci müzik akımında önemli bir rol oynamıştır.

Günümüzde altın oran ile uyumlu olarak tasarlanmış ürünler veya tasarımlar karşımıza çıkıyor. Dünyaca ünlü teknoloji şirketi olan Apple, logosunu altın orana orantılı olarak tasarlamıştır. Aynı zamanda popüler bir sosyal medya platformu olan X (Twitter), eski logosunda altın orana önem göstermiştir. Ünlü içecek markası Pepsi ve ünlü belgesel kanalı National Geographic’de altın orana orantılı logolar açısından harika birer örnektir.
Sanatta altın oran kullanımı, sanatçıların eserlerini daha güzel, daha ilgi çekici ve daha anlamlı kılmalarına yardımcı olur. Altın oran, sanatın matematik ile olan ilişkisini gösteren bir örnektir. Altın oran, sanatın evrensel bir dil olduğunu kanıtlayan bir kavramdır.